A) SU
Canlı için su hayati öneme sahiptir eğer su olmazsa hayat olmaz çünkü enzimler su olmadan çalışamaz sindirim su olmadan olmaz boşaltım bile su ile sağlanmaktadır.
Suyun Görevleri Nelerdir?
- Enzimlerin doğru çalışması için ortamda minimum su oranının bulunması gerekmektedir.
- Bitkilerde tohumların çimlenebilmesi için suya ihtiyaç vardır.
- Yapısal olarak hücrelerin büyük kısmı sudan oluşmaktadır bu oran yüzde 90 a kadar hatta daha fazla olabilmektedir.
- Nişasta , glikojen gibi uzun zincirli polimerlerin sindirimi için (hidroliz) su gerekmektedir.
- Fotosentez reaksiyonlarının fotoliz kısmında su elektron ve hidrojen kaynağı olarak kullanılır
- Canlı organizmalarda gerçekleşen pek çok olayda en iyi çözücü sudur.
- Kanın yapısında bulunan yüksek orandaki su sayesinde besinler kan proteinleri ve oksijen en kolay ve hızlı şekilde taşınır
- Solunum metabolizması ve diğer kimyasal reaksiyonlar sonucunda oluşan atık son ürünler boşaltım yoluyla uzaklaştırılırken su ile seyreltilmeleri gerekir.
- Suyun bir diğer çok önemli özelliği bitkinin kökleri aracılığıyla topraktan su ile birlikte çözünmüş madensel tuzları ve mineralleri almasını sağlamasıdır sınuçta bu tuz ve mineraller su olmadan bitkiye alınamaz ve taşınamaz ilgili kısımlara.
- Kökten yaprağa suyun iletimi suda bulunan kohezyon kuvveti ve adhezyon kuvveti ile olur kohezyon su moleküllerinin birbirini çekmesi adhezyon ise yapıştıkları yüzeyde toparlanma veya o yüzeyden kopmama eğilimidir bu ikisi ile birlikte kılcallık ve kök basıncı gibi faktörler sayesinde suyun iletimi sağlanır.
B) Asitler , Baz ve Tuzlar
Suda çözünmeleri halinde ortama Hidrojen iyonu veren maddeler asittir bunlar pH metre üzerinde 0 dan 7 ye kadar olan kısımda gösterilirler. Bazlar ise sulu çözeltilerine OH iyonu verirler ve pH metre üzerinde 7 ile 14 arasındaki değerlerle gösterilirler.
Enzimlerin bir kısmı sadece asidik ortamda çalışırken bir kısmı sadece bazik ortamda çalışır bazı enzimler ise nötr ortamda optimum düzeyde çalışabilirler. Tuzlar çözündüğünde bulunduğu ortamdaki emme basıncını yani ozmotik basıncı yükseltirler bu oldukça önemli bir özelliktir.
C) Mineraller (Madensel Tuzlar)
Sinir hücrelerinde uyartıların iletimi, kas kasılması , kemiklerin daha sağlam olması vücuttaki su dengesinin korunması ve ayarlanması enzimlerin yapısına kofaktör olarak katılma gibi değişik yerlerde minerallere büyük görevler düşmektedir. Mineraller genelde vücuda madensel tuzlar halinde alınır çünkü doğada saf olarak pek bulunmazlar.
Başlıca madensel tuzlar ve minerallere bakacak olursak;
Kalsiyum: Diş ve kemiklerin yapısını oluşturur diğer yandan fazlası kemiklerde depo edilir. Kalsiyum oldukça önemli bir mineraldir kaslarda bolca kalsiyum bulunur ve kasılma mekanizmasında etkin rol oynar. Aynı şekilde nöronlarda uyartı iletiminde de etkin rolü vardır.
Fosfor: Özellikle kemiklerin ve dişlerin yapısına kalsiyum ile birlikte katılmaktadır. Fosfor DNA ve RNA ile ATP nin yapısında da bulunan önemli bir mineraldir.
Sodyum-Postasyum-Klor: Kasların kasılması ve nöronlarda uyartı iletiminde sodyum potasyım klor iyonları görev alır.
Magnezyum: Mangezyum ağırlıklı olarak kemiklerin yapısına katılmaktadır kemiklerde depo edilir de diyebiliriz diğer taraftan magnezyum sinirlerde uyartı iletiminde de görev almaktadır.
Flor: Dişlerin yapısına katılan önemli bir mineraldir.
Demir: Kana kırmızı renk veren hemoglobinin yapısına katılır. Demir eksikliğinde kansızlık (anemi) hastalığı görülür.
Çinko: Önemli enzimlerin yapısına kofaktör olarak katılan etkili bir mineraldir. Büyüme ve gelişme çağındaki çocukların yeterli çinko alması gelişimlerine olumlu yansır.